
Mardin’e Diyarbakır tarafından girişi herhangi bir şehre girdiğinizi düşündürtse de tepeye tırmanıp Eski Mardin’e ulaşınca; hem 2008’de olup, hem geçmişte olmak, hem Türkiye’de olup, hem bambaşka bir diyarda bulunmak ne demek anlıyorsunuz. Mardin’in bendeki hissiyatı budur.
Mardin; daracık sokakları, bu sokaklarda ulaşımı sağlayan eşekleri, bu daracık sokaklardan geçip, herhangi bir yüksek yere çıkıp da izleyebileceğiniz güzeller güzeli Mezopotamya ovası, her daim canlı pazarı, bizim de fotoğrafımızı da çeker misiniz diyen, muhtemelen yazın gittikleri Kuran kursundan dönen kızları, Ulu Cami’den çıktıktan sonra hemen soldaki, her gittiğimde

Umarım ki o daracık sokaklar, şu an içinde bulunduğu pislikten kurtulur ki Eski Mardin’in en büyük sorunu bence budur.
NOT: Fotoğraflarda gördüğünüz şirinler şirini iki kızdı bana, bizim de fotoğrafımızı çeker misiniz diyenler. O kızlara sadece fotoğraflarının çekilmesi yetti. Benden fotoğrafta nasıl göründüklerini sormadılar, suretlerini merak etmediler, herhangi bir şekilde kâğıda basılmış halini istemediler, sadece fotoğraflarının çekilmesini istediler, bunu isteyecek kadar cesur, ama aynı zamanda bununla yetinecek kadar da kanaatkârdılar. Bu yüzden de sanırım aklımdan çıkmayacak bu kızlar.










Hiç yorum yok:
Yorum Gönder