Salı, Haziran 24, 2008

Diyarbakır Esnafı

Diyarbakır Doğu bölgesinin ticari merkezi sayılabilir. Belki de önemi buradan geliyordur. Balıkçılarbaşı denilen bölge hem tarihi özellikler taşıyor, hem de İstanbul’un Kapalıçarşısı gibi aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir yer. Ünlü –her Diyarbakır’a gelenin mutlaka duyduğu ve ziyaret etmek istediği- Japon Pasaj(lar)ı da burada. Japon Pasajı eskiden kaçak elektronik malzemelerin satıldığı bir yermiş ve ticari hacmin bol olduğu bir çarşı iken Özal sonrası ekonomik politikalar sebebiyle önemini yitirmiş. Şu anda her yerde bulabileceğiniz veya herhangi bir internet sitesinden alabileceğiniz malzemeler var. Ben mesela değişik olarak Nescafe Coffee Mate’in vanilya ve fındık aromalılarından almıştım. Güzeldi ama bir daha da almadım (Tanesine 15,00 YTL ödemiştim). Bunun gibi yurtdışında olup da ülkemize resmi olarak giriş yapmamış ve herhangi bir markette bulamayacağınız ürünler vardı benim aldığım mağazada. Mesela Axe Deodorant’ın veya Gilette’in ülkemizde olmayan çeşitlerini gördüm ben orada. Bunun haricinde de Çin’den gelen hediyelik eşyaların olduğu mağazalar (ağaç heykeller, cam eşyalar vs.) mevcut. Bir mağaza kozmetik eşyası satıyor ama ben sonradan anladım ki, çok başarılı taklitlermiş. Yani demek istediğim Japon Pasajı’ndan alacağınız ürünler ya Çin malları, ya çok başarılı taklitler, ya da Türkiye’deki markaların burada piyasaya sürmedikleri ürünleri. Tercih her zaman alıcınındır tabii ki. Ama ben kolay kolay oradan alışveriş yapmam sanırım. Japon Pasajı’nın karşısında da Kapalıçarşı var, burada her keseye uygun her türlü malzeme bulunabilir. Ayakkabı, çanta, nargile, kına malzemesi, bakır, baharat vs. Kapalıçarşı kadar büyük değil ama en az 2 saat geçirilebilir içinde.

Diyarbakır esnafı çok çeşitlilik gösteriyor. Bazıları malını satmak için elinden geleni yaparken bazısı da malını satMAmak için elinden geleni yapıyor. Özellikle yukarıda bahsettiğim Kapalıçarşı esnafı elinden geldiğince yardımcı oluyor, almazsan yüz eğmek yok, çay ikram ederler, sohbet vardır bol bol. Buranın müdavimi olunabilir, çok candandırlar. Ama buradan çıkıp da daha şehrin merkezinde (Ofis denilen bölge) yer alan mağazaların sahipleri böyle değildir. Ben tembel olduklarını düşünüyorum veya müşteri odaklı çalışan çok az. Sanki o mağaza bütün gün oturulsun diye kurulmuş gibi bütün gün oturan adamlar var. Hâlbuki bir mağaza satış yapmak için kurulur ve sattığın kadar kazanırsın. Ama bundan haberdar olmayanlar var, neden o mağaza var ondan da haberleri yok. Bu kızdığım manasına gelmesin (tabii ki kızıyorsunuz) ama adamların bilgileri o kadar, onu görmüşler ve uygulamaya devam ediyorlar.

En çok hoşuma giden şey: Bir mağazaya gittiniz (büfe olabilir, pastane olabilir, iç çamaşırcı olabilir) alışveriş yaptınız, parayı ödediniz çıkarken teşekkür ettiniz, alacağınız cevap ‘Başımla beraber’dir. Özellikle yerel esnaf bunu çok kullanıyor, bu laf da benim çok hoşuma gidiyor.

Aslında anlattıklarımdan şu çıkabilir. Diyarbakır’ın iyi esnafı çok iyi, kötü esnafı çok kötüdür. Aslında Türkiye’nin diğer bölgelerindeki esnaftan çok da farkları yoktur.

Başımla beraber.


NOT: Fotoğraflar Balıkçılabaşı denilen bölgedeki 2 adet Japon Pasajı'na aittir.

Hiç yorum yok: